24 Eylül 2010 Cuma

Neden F klavye kullanmalıyız ?

Neden F klavye kullanmalıyız ?

Eğer bu makaleyi okuyorsanız, demek ki bilgisayar başındasın ve önünüzde klavye var. İstatistiklere göre %90 ihtimalle klavyeniz “Q“ klavye.

Peki ama neden “F” değil de “Q” klavye kullanıyoruz ?

Durun hemen cevap vermeyin. Yada “Ben bunu kullanıyorum kardeşim,sana ne.!” Demeyin. Her zaman, öncelikle karşımızdakinin fikrini dinleyelim, ondan sonra karar verelim.

İki klavye yi karşılaştırarak başlayalım.

“Q Klavye” :

  Q klavye daktilo kullanılan dönemlerde, ingilizce için üretilmiş klavye dir. Q klavye,İngilizce de yavaş yazmak için üretilmiş bir klavyedir. Bu dönemlerde daktilo kullanılırken,harflerin birbirleri ile karışması ile oluşan kilitlenmeleri önlenmek için oluşturulmuştur. Sık kullanılan harflerin tuşları bir birinden uzaklaştırılmıştır. Bu klavye oluşturulurken tek amaç daktilonun kilitlenmemesidir. Bilimsel bir çalışma sonucunda oluşturulmamıştır. Q klavye,hızlı yazmak için verimli değil,aksine çok verimsiz bir klavye dir.



“F Klavye”

F klavye 1955 yılında yapılan bilimsen çalışma ile oluşturulmuştur. Türk dili incelenerek, sol ele sesli harfler, sağ ele sessiz harfler.En kuvvettli parmaklar olan işaret parmakları en sık kullanılan harflere basacak şekilde oluşturulmuştur. Bu sistem dünyada ender sistemlerden biridir.
Arapça,Çince ve Kiril alfabesi için oluşturulmuş özel klavyeler vardır. Türkçe ise Latin alfabesi için özel olarak oluşturulmuş 4 klavyeden biridir. Türkiye Dünyada kendi klavyesini yaratmış 4 ülkeden biridir.


Gelelim verimlik, yani hız konusuna;

Aranızda “Ben Q klavyede daha hızlı yazıyorum.” Diye bilirisiniz.  Yazamassınız!. Lütfen kendinizi kandırmayın. Hiç bir araştırma yapmasanız dahi, mantık olarak düşünseniz bile kendiniz bunu bulursunuz. Biri daktilo kilitlenmesin diye , daha yavaş yazılması için oluşturulmuş, diğeri ise dil incelenerek en verimli olucak şekilde oluşturulmuş bir klavyedir.
Yapılan araştırmalarda;  Türkçe yazan biri F klavye ile ortalama  100 kelime yazıyorsa bu oran Q klavye ile  50 kelimedir.


Buraya kadar yazdıklarımdan sonra, hala Q klavye daha kullanışlı, ben Q klavye kullanıcam diyen var ise,  makalenin bundan sonraki bölümünü okumaya bilir. Çünkü bu kişilerin ya mantıkları yoktur yada  ön yargıları var . Ve bu ön yargılarını kıramıyorlar demektir. 


Makaleye devam etiğinize göre F kalvye kullanma taraftarısız demektir. Peki F klavyenin yagınlaşması için neler yapılması gerekmektedir.


Tabi ki görevin büyük kısmı devlete düşmektedir. Bu bir devlet politikası haline getirilmeli ve F klavye özendirilmelidir. Okullarda, ordurda kısacası Devlet kurumlarında F klavye mecburi olmalıdır.  İthalat yapan firmalara F klavye li ürünler getirmeleri mecbur kılınmalıdır.  F klavye olmayan ürünlerin vergisini bir miktar artırılması bile firmaları F klavyeye yönlendirmeye yetecektir. Sadece donanımsal olarak  değil, yazılımsal olarakta F klavyeye uygun ürün ithalatı özendirilmelidir.

Peki biz kullanıcılara düşen görev yokmu. Tabiki var. Her şeyi devletten beklememeliyiz. Öncelikle kendimiz ürün alırken F klavye tercih etmeliyiz. Satıcılardan ısrarla F klavyeli ürün istemeliyiz. Biz tüketiciler gücümüzün farkına varmalıyız. Eğer biz ısrarla istersen, üreticiler ve ithalatcılar F klavyeli ürünler piyasaya sunmak zorunda kalıcaklardır.
Çevremizdeki kişileri bu konuda bilinçlendirip teşvik etmeliyiz.

Eğer Türkçe kullanıyorsak, bizim için üretilmiş ve üstelik bizim üretiğimiz bu klavyeyi kullanmalıyız. Yıllarca üzerimize yapışan, yabancı özentisi olma huyumuzu, aşağılık kopleksimiz üzerimizden atmalıyız.

Eğer bu yazıyı buraya kadar okuduysanız, siz de bu görüşe katılıyorsunuz demektir.  Ozaman alıcağınız bir sonraki ürünün “F Klavye”li ürün olmasına dikkat edelim.







22 Eylül 2010 Çarşamba

Yazılım Sektöründe Engelli Vatandaşlarımızı İstihdam Edelim

Uzamanların tahminlerine göre bu yüz yılın en önenmli sektrörü yazıl sektörü olacaktır. Hayatımızın her alanına giren yazılım, geleceğin ilk 3 sektöründen biri olması öngörülmektedir.

Peki ülkemiz dünya yazılım sektörünün neresindedir. Bu konudan yayınlanan haberi burdan   inceleye bilirsiniz.
Haberdeki tüm bilgileri tekrara buraya yazmak istemiyorum. Benim istediğim yazılım sektörümüzün kalkınmasında bir fikir,bir öneri sunmak.

Konunun öneminin daha iyi anlaşılması için bir iki veri yazmam gerekir;

                                                                         2007  yılı itibari ile (milyon) $
Dünya yazılım sektörünün hacmi                                     740 000
Türkiye'de yazılım sektörünün hacmi                                      640

Yine bir çok sektörde olduğu gibi,bu sektörde de ülkemizin durumu ortada.
Oturup üzülmek yerine ülkemizi bu sektörde nasıl günçlendimemiz gerektiğini düşünmemiz gerekir.

Yazılım sektörünün gelişmesi için gerekli en önemli etken  yetişmiş insan gücüdür.  İGEME raporuna göre,ülkemizde bilişim sektörünün sağlıklı gelişmesi için her yıl yaklaşık 70 bin uzmanın yetişmesi gerekiyor.  Yıllık ülkemizde yetişen yazılım elemanı yaklaşık 10.000 kişidir.
Bilişim sektörünündeki eleman açığını detaylı rakamlarını şu makaleden inceleye bilirsiniz  .
Bu eleman açığını kapatmassak yazılım sektöründe diğer ülkeler ile yarışamayız.

  Benim önerim, bu açığın bir kısmını engelli vatandaşlarım ile karşılaya bilirmiyiz.
Yine rakamlar konuşmam gerekiyor,
Ülkemizdeki engelli sayısı ile ilgili detaylı rakamları buradan inceleye bilrisiniz.
Burdan 1  ve Burdan 2 dan inceleye bilirsiniz.

Sizin için ben bilgileri derleyip kısaltım.  Kanımca yazılım söktöründe Bedensel engelli ve işitme engelli vatandaşlarımız yapabiliceğime inanıyorum.

Ülkemizde    
Bedensel Engelli  :  539.000
İşitme Engelli        : 109.000
Vatandaşımız bulunmaktadır.

Bu özürlü vatandaşlarımızdan yazılım sektörünü başarı ile yapabilecek olanları yaklaşık olarak %15 olarak kabul edersek ortalama 100.000 kişi bu sektörde istihdam edebiliriz.
Verilerde sapmalar ve yanlışlıklar olabilir. Ben sadece bir fikir vermek için düşüncemi veriler ile desteklemek istedim. Detaylı bir incelemede verilerde farklılık olabirli.

Ana konumuza gelirsek ; ülkemizdeki bu sektörde çalışabilecek özürlü vatandaşlarımıza eğitim vererek hem onları bu sektöre, hemde topluma kazandıra biliriz.
İyi bir eğitim verilirse, özürlü vatandaşlarımız kendi evlerinde bilgisayar başından bile bu sektörde faliyet göstere bilirler.

Burada asıl görev Devletimize düşmektedir.  Özürlü vatandaşlarımıza bu konuda eğitim görmelerini  sağlaya bilir  ve özel sektöre bu konuda eğitilen özürlü vatandaşlarımız istihdam etmeleri için teşvik yada yaptırımda bulmalıdır.